Tremor (titreme)’nin Cerrahi Tedavisi

Tremor (titreme) gibi istemsiz hareket bozuklukları, ekstra piramidal sistemin genetik, doğumsal veya sonradan ortaya çıkan bozuklukları sonucunda gelişen hastalıklardır. Bu bozukluklar, stabil ve iyi bir seyir izleyebildiği gibi, Parkinson hastalığında olduğu gibi progressif ve dejeneratif de olabilir. Hastaların çoğunlukla ilk tanı ve tedavilerini aldıkları yer nöroloji klinikleridir. Cerrahi tedavi genellikle, hastalığın orta veya ileri döneminde medikal tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda gündeme gelmektedir; ve bu dönemde hastalar özellikle bu alanda çalışan nöroşirürji (beyin cerrahisi) bölümlerine sevk edilirler. Cerrahi tedavi yöntemleri, özellikle Parkinson Hastalığı ve tremor’da (titreme) daha belirgin olmak üzere, hemen her türden istemsiz hareket bozukluğunda az ya da çok etkili olabilmektedir. Bununla birlikte, her hastanın ayrı ayrı değerlendirilerek cerrahiye hazırlanması sonuçlar açısından büyük önem taşımaktadır.

Tremor (titreme) ve Parkinson hastalığının tedavisinde, subtalamik nukleus, talamus ve pallidum gibi derin beyin yapılarına yönelik olarak uygulanan başlıca iki grup stereotaktik cerrahi yöntem vardır: bunlar, (1) talamotomi, pallidotomi’de olduğu gibi hareket bozukluğuna yol açan merkezlerde radyofrekans ile lezyon (harabiyet) yapılması ve (2) nörostimulasyon (beyin pili) temelli uygulamalardır.

Nörostimulasyon (beyin pili) yerleştirilmesi, iki aşamalı olarak yapılır. İlk aşamada, ameliyat öncesi hastanın başına bir stereotaktik başlık takılır ve bilgisayarlı tomografi veya MRI çekilerek hedef için hesaplama yapılır; hasta sonrasında uyanık olarak lokal anestezi ve sakinleştirici verilerek ameliyata alınır. İki taraflı olarak nörostimulatör elektrodları beyne yerleştirildiğinde ameliyat yaklaşık olarak 4-6 saat sürer; sonrasında başlık çıkartılır. Genellikle ertesi gün yapılan ameliyatın ikinci aşamasında ise, genel anestezi altında elektrodların jeneratörle (pil) bağlantısı yapılır. Jeneratör kısmı göğüs üzerindedir; bağlantı kabloları ise cilt altındadır. Tüm sistem vücudun içindedir; dışarıda herhangi bir tıbbi malzeme kalmaz. Daha sonraki günler ve haftalar içinde stimulatörün ayarlanması telemetrik programlayıcıyla yapılır.

Tedavi sonrası uzun süreli başarı oranı yaklaşık olarak %80-90 civarındadır. Genel olarak ciddi riskleri % 1-2 arasındadır; yani yüksek riskli beyin ameliyatı grubunda değildirler.

Prof. Dr. Ali Savaş
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroşirürji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Ali SAVAŞ

“Paylaşımlarımız sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurun”